29 Eylül 2010 Çarşamba

Enfeksiyon

Güneş gözlüğü artık bir parçam gibi hep benimle neden çünkü lanet olacıca şişlik inmek bilmedi. Bu gün inadımı kırıp doktora gitmekle çareyi buldum. Muayeneden sonra bir enfeksiyon kaptığımı söyledi ve nerelerden kapabilirmişim onları anlattı. Salak herif şişin inmesine ihtiyacım var siktir et nereden kaptımsa kaptım diyemedim tabi. Gülümseyerek onu dinledim. Evdekileri sordu ve evlerine gittiklerimi ahahah. kimse de olmadığı yanıtını alınca kendini haklı çıkartmak için son çareye başvurdu ve belden aşağı oynadı üstü kapalı da olsa. Tüm söylediklerini eksiksiz olarak yazmaya çalışacağım ahahha..
" bu hastalık aynı zamanda yakın temasla da geçer çok yakın. Yani bir çocuğu falan böyle yakından sevdiğinizi düşünün yok yakından hani böyle yüzyüze.." dur unuttum gerisini ahaha herif bana kimlere verdin aklından nir geçir demiyor da yakın temasmış bebek sever gibiymiş. Bende biraz mahsun bir ifade takınıp istiyorum ama nerde der gibi uzun süredir kimseyle hiç o kadar yakın olmadığımı söyledim (ki bizimkinde böyle ir sorun olmadığından da eminim) yavşadı hemen pis moruk. 10 günlük bir tedavi verdi iş yeriniz yakın sık sık gelebilirsiniz kontrole diye de bir teklifte bulundu. Geleyim geleyim de ya sana bulaştırırsam değil mi?
  Aman neyse işte verdiği ilaçları hemen kullanmaya başladım herkes uzaylıymışım gibi bakıyor gözlük hep gözümde..
  Bu halimle kendimi hiç sevmedim aynaya bakamıyorum. Hele sevgiliyi hep erteliyorum..  Uff çabuk geçsin..

26 Eylül 2010 Pazar

göz

  Haftasonunu deli gibi evde geçirdim film müzik kitap durdurak yok. Ne güzel mi nesi güzel sol gözüm iptal şişlik ve kızarıklık almış başını gidiyor. Dur dedim durmadı ben de dayandım çay pamuk olayına. Yok pamuğu çaya batırıp pansuman yaptım sadece yanlış anlaşılmasın. Şimdi mi ne oldu hala aynı. Sabah işe bu halde nasıl giderim yok giderim de nasıl dolaşırım yok dolaşırım da güneş gözlüğü komik durur ofis içinde.
 Pff çok mutsuzum acaba saçımı bergen gibi yapıp gözümü kapatsam çok mu komik olur. Kesin nazar değdi. Aynada kendime bakamaz oldum kötü göründüğümden değil göremediğimden. Bu yazıyı bile tek gözüm kapalı yazıyorum bak cidden. Hatta şu an 3 boyutlu görüyorum. Aman sağ gözden de olmayalım da. Anneciğim hep söyler sağ gözün sol göze faydası yok diye. Ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyorum. Canım benim akıllı kadın ileriyi görüyor. Evet onun yakınla ilgili problemleri var.
  Yoruldum yatıyorum. Belki uyandığımda geçmiş olur ne dersin diyemezsin ben dedim görüşürüz.

21 Eylül 2010 Salı

ben bilmem

  Evet kesinlikle bu gün karar verdim ben bir ruh hastasıyım.
Neden mi?
 Çünkü kendi başımı belaya sokmak en büyük marifetim, zaten başka marifetim olduğu söylenemez. Eğlenceli geçen her akşamın ertesi günü bir olay oluyor artık buna alıştım. Kararsızlıklarım ve emin olamayışlarım yüzünden yaklaşık bir aydır iki adamla beraberim. İnan çok zor bir şey. Günlük akışı sağlamak değil ama, her akşam yatağına girdiğinde hissettiğin o boktan hal. (sanırım bu hala insan olmamın verdiği bir vicdan azabı gösterisi ya da kendimi kandırıyorum.)
 Yaklaşık on-onbeş gündür biri ile pek görüşmüyorum telefonlarına çıkmıyorum buluşmayı reddediyorum. Kendimi ondan ayrılmaya hazırlıyorum aslında ama bir türlü beceremiyorum. Yanılıp telefonunu açarsam eğer bir şey yokmuş gibi konuşup kapatıyorum sonra kızıyorum kendime. E tabi haliyle çocuk mal oluyor, anlam veremiyor. Buluşup ona anlatacağım anlatacağım ama ne zaman. Neyse efenim dün gece yeni sevgilimde kaldım. her buluşmamızda başka bir arkadaş grubu ile tanıştırıyor beni ama dün gece bir değişiklik yaptı ve tanıdıklarımdan bir ikisini davet edip kaynaşmamız için çabaladı. Ben zaten sevgi dolu bir hatun olduğum için pek sorun olmadı güldük eğlendik.Sabaha karşı onlar evden çıktığında ve ben ayılmaya başladığımda karşılaştığım manzara beni korkuttu. Gece evde ayı falan beslemişiz sanki her yeri bok götürüyor bira şişeleri çekirdekler cips paketleri sanki belediyenin çöp kamyonu pisliği salonun ortasına boşaltmış gibi. Sevgili hemen uyuma modunda tabi benim de içim el vermedi bu görüntüye hemen atladım yatağa. Banane canım hiç toplayamam hem biz oynaşırken belki sihirli bir değnek değer aman değmezse de banane. Uyandığımızda akşam olmuştu bile. Telefonumu açtım ve açtığım gibi bir mesaj bombardımadı yetmemiş sesli mesajlar canlarım benim telim kapalı diye merak etmişler herhalde deyip mesajlara bir baktım hepsi (eski) sevgiliden hemen kapattım telefonları. Kıçım tutuşmuş vaziyette fırladım yataktan öyle sabah oynaşması falan yapıcak halde değilim adam da şaşırdı. Tuvelete koştum hemen Türküm ya bir faydası olur diye düşündüm. Çıktığımda daha sakindim kendime bir kahve hazırladım çöplerin iteleyerek kendime oturacak bir yer açtım. Bizim ki şaşırmış beni izliyor  kendime kızgınlığımı ondan çıkartmam gerek başka çare yok. Bana da bir kahve yapsana demesi bir an senin ananı avradını yok yok bu olmadı bu küfür beni pek etkilemez çünkü neyse işte kötü algıladım. Bir hırladım adama yazık korkudan tüm mahallenin sabah kahvesini hazırlarlayacak hale geldi. Evde kahvaltı işine girersek mecbur temizlik olayı da bana patlamasın diye dışarıda kahvaltı yapalım dedim o saatte artık ne kahvaltısıysa bebeler okuldan gelip akşam uykusuna yatacak neredeyse. Biz çıktık dışarı yine bir fırsat bulup açtım telefonu diğeri ohooo çoktan bizim semte gelmiş de beni bekliyormuş allah allah. Ben mi çayı içtim çay mı beni içti de kendimi o küçücük çay bardağının içine hapsolmuş hissettim anlamadım. Hemen bir öpücük ben gidiyorum modu. Koştura koştura mekana vardım onu gördüğümde yok bu iş bitmemeli hem biz mutluyuz benim bok yemem işte diğerinden yol yakınken ayrılmalıyım dedim. İçimden gülmek geliyor bastıramıyorum tabi gülümsemem onu mutlu etmiş gibi bana bakıyor hemen astım suratımı. Ne konuşacağız bilmiyorum baktım sinirli bok atıyor hemen fikrimi değiştirdim. Söyleyeceğim ama nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Aklıma hemen bana yaptıklarını getirmeye çalışıyorum olmuyor. Hadi bakalım inceldiği yerden kopsun dedim sandalyeye bıraktım kendimi. Bu akşam bitirmeliyim bu işi. Konuşma öyle bir hal aldıkı ulan seviyorum seni diyesim geldi. Kendime kızmıyor değilim ama ne yapayım ben de insanları terk etmeyi sevmiyorum onlar etsin diye uğraşıyorum o da olmuyor. Pfff baktım olacak gibi değil uzadıkça uzuyor bir çirkeflikte seziyorum işin içinde hemen dedim bitmeli. Ona bakıp seni çok seviyorum ama (ki gerçekten seviyorum) bir sevgili gibi değil dedim ne dedim evet bunu söyledikten sonra ne dedim ben diye içime döndüm. O sırada o konuşuyordu ben de kendimi sorguluyordum ulan ne sevmesi nasıl bir sevgi aylarca bu herifleydin yattın kalktın mutluydunda ee bitti şimdi onlar istemiyorsun artık nasıl bir sevgiden bahsediyorsun sen. Tabi sonra anladım onu kırmamak için yaptığımı ama bu hepsinden çok kırdı onu. İçimden çıktığım sırada o masadan çooook uzaktaydı zaten. Gitti. Arkasına bakmadan gitti. Ben öyle piç gibi kaldım yani o an hissettiklerim bunlardı üzüldüm ama bir ay boyunca nasıl söylerimlerden daha az acı verdi. Şimdi acıdan eser falan kalmadı.
 Hayatımın her safhasında böyle salaklıklar yapmışımdır hep iki şey arasında kalmışımdır ve seçimlerde ben karar veremediğim için kendiliğinden gelmiştir. Aferin bana bu boku da yedim daha bu kararsızlık yüzünden neler gelecek başıma biliyorum.  

9 Eylül 2010 Perşembe

günlük saçmalaması

  ben kendimi bildim bileli zaten becerememişimdir şu günlük olayını. yazdığım defterleri de ya ortada bırakıp birilerinin dalga konusu olmuşumdur ya da bir yerlerde unutmuşumdur..
  bu gün günlüğümü kaybettim evet nerede bıraktığımı hatırlamıyorum. allahtan akıllandım ne isim yazıyordum ne de kendimi ele verecek belirli şeyler. bilgisayarın başına geçip yine şöyle bir mail kontrolü bilmem nelere bakmalar falan derken evet dedim mantıklı olan buradan bir günlük tutmak hem kaybetmem hem de takılırım öyle. sevdim bu işi hemen bir mail adresi aldım alamadım. iki saat bu zaten kullanılıyor yok o da kullanılıyor başka bulsana kardeşim manyak mısın hep benzer şeyleri seçiyorsun gibi uyarılarla karşılaştıktan sonra hotmailin salak etiketini de alıp diğerlerinin yanına ekledim. neyse aldım tabi büyük uğraşlar sonucunda. hani internet kolaylıktı "bok".  kayıt faslı bitti hemen yazayım bu güne dair dedim baktım bu kadar uğraş beni yormuş yazmak istemiyorum hadi bırakayım dedim ve bıraktım ;)